Kazanmak için Her Yol Mübah Mı?

İçindekiler
Kazanmak için Her Yol Mübah Mı?
Kazanmak için Her Yol Mübah Mı?
Kazanmak için her yolun mübah olduğu anlayışı geçmişten günümüze tartışılarak gelmiştir. Özellikle kapitalizm ile beraber daha da derinden hissedilen bu anlayış insanları içten içe düşündürüyor. Bu düşüncelerin arasında savrulan insanlar zaman zaman her yolu mübah olarak görüyor. Kapitalizmin getirdiği haz ve tüketim aşkı bizim gözümüzü bazen kör ediyor. Aslında bir yandan modernleşiyoruz derken öte yandan her yolu mübah görerek alçalıyoruz. Çünkü modernleşmenin yerinde ahlak olarak bir yükseliş gerekir.
Kazanmak için her yolun mübah görüldüğü anlayış insanlığın ahlakını aşağı doğru çekmektedir. Bu çekiş bu yüzyılda o kadar aşağı doğru oldu ki birçok trajikomik olayı yaşıyoruz. Yaşamasak da duyuyoruz ve bir yerden sonra tepkisiz kalıyoruz.

Sanki mübah olan şeyler toplum tarafından kanıksanmış bir vaziyette yer alıyor. Bu anlayışı bu yüzyılda dahi sürdürmek insanlığa yapılan en büyük kötülüklerdendir. Bu kötülük en başta normal görülüyordu. Daha doğrusu herkes kendini istisna olarak görüyordu. Fakat zaman içerisinde herkes kendini istisna göre göre bu duruma alışıldı. Bu alışmanın önüne geçerek kazanmanın itibarını insanlar olarak arttırmalıyız.
Eskiden kazanmanın bir anlamı vardı. Hatta kaybetmenin de bir anlamı vardı. Çünkü, mücadeleler yazılı olmasa da sözlü bazı kurallar çerçevesinde gerçekleşirdi. Bu yüzden daha rekabetçi bir ortam vardı. Günümüzde bu ortam yerini kazanmak için her şey mübah anlayışına bırakınca bir rekabetten çok bir vahşi savaşa döndü.

Her Yol Mübah Anlayışını Tetikleyenler
Bu anlayışı tetikleyen birçok etken var. Bu etkenlerin geneli beşerî etkenler olarak karşımıza çıkıyor. Başarı odakları ve hedefleri ile örtüşen bu etkenler ruhumuzu ve bedenimizi esir alarak gözümü kör ediyor. Bu körlük ile sadece başarmaya ve kazanmaya odaklanıyoruz. O yolun nasıl olduğu ile ilgilenemiyoruz. Çünkü beynimiz ve ruhumuz kazanmanın körlüğü ile yoğrulmuş durumda alev alev yanıyor.
İçten gelen sıcaklık başarı için kamçılayıcı olabilir fakat bu sıcaklık dengesi yüksek derecede yanan bir soba kazanı gibi duruyor. Soba kazanı nasıl çok sıcak olursa dışarıya doğru püskürürse insanlar da içindeki bu hırsı ve enerjiyi dışarı kusarak kazanmaya odaklanıyor. Kazanma öne çıkarken, ilkesi olan ahlakı yüksek ve dürüst mücadele anlayışı nerede yer alıyor? Her şeyden öte kendimize duyduğumuz saygıda bir eksilme hissetmek başaramamaktan daha kırıcı bir duygu bence.

Eğitimin Bu Noktadaki Önemi
Her ne kadar eğitimin öneminden bahsetsek de eğitim bu noktada birçok eksiği bünyesinde barındırıyor. Örneğin, eğitim sistemimizi düşünelim. Sonuç odaklı bir eğitim sistemi ile kazanmaya gidilen bir yolun nasıl olduğunun önemini düşünebiliriz.
Eğitim sistemimizde sonuca gitmek nasıl gittiğimizden daha önemli. Örneğin, bir öğrencinin sınıfı arkadaşlarından kopya çekerek, ödevlerini başkasına yaptırarak geçtiği sorgulanmıyor. Fakat bir başka öğrencinin kopya çekmeden ya da ödevlerini kendi yapmaya çalışarak sınıfı geçememesi sınıf tekrarı ile ödüllendiriliyor. Tabii bu noktada her öğrencinin yetenekleri farklı olmasına rağmen aynı eğitimi alması başlıca yanlışlardan ama bu rağmen bu anlayışı bir yerden düzeltmeye çalışmak gerekiyor.

Bu durumu çekirdekten yani çocukluktan itibaren düzeltmeye çalışmak son derece önemli. Çocuklar kazanmak için her yolun mübah olmadığını çocuklukta öğrenmeli. Ağacı yaşken eğelim ki ağaç büyüyünce meyve versin. Yoksa ağacı büyüyünce budasak da meyve vermez. Meyve vermeyen ağaç da sıradan olur. Sıradan olmak istemeyenler de fırsat bulduğunda her yol mübah diyerek çıkarına uygun davranır. Böylece bir kişi daha kaybedilmiş olur. Bu yüzden çocuk yaştan itibaren alınan eğitim daha kapsamlı ve nitelikli olmalıdır.
Siz değerli okuyucularımız da bu şekilde anonim paylaşımlarda bulunabilir. Farklı konuları anlatabilir, kendi yorumlarınızı bizimle paylaşabilirsiniz. Siz olduğunuz sürece var olduğumuz bu platformda sizlerle beraber yürüyeceğiz. Bizleri Sosyal Medyadan da takip etmeyi unutmayınız.